Hukuksal Süreçler



TACİZE UĞRADIM HUKUK NE YANA DÜŞER?


Cinsel taciz suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu(TCK)’nun 105. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;

Cinsel taciz

MADDE 105. - (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunur.



(2) Bu fiiller, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da ayni işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yari oranında arttırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Yasa maddesi gayet açık. Burada “cinsel taciz nedir?” sorusuna yanıt aramak gerekir. Hukuki tanımları bir yana bırakarak Gülnur Acar Savran’ın tanımına bakalım. Buna göre, “cinsel taciz, “kadınların kendi rızaları dışında, kendilerine rağmen, bedenlerine ve cinselliklerine yönelik her türlü davranış” tır.
Cinsel taciz diyebileceğimiz davranışlar; sözle (örneğin, cinsel içerikli söz atma), yazıyla (mektupla, cep telefonundan mesaj atarak, maille cinsel ilişki teklifinde bulunma ya da cinsel içerikli söz söyleme) veya el kol hareketleriyle (cinsel organı gösterme) gerçekleştirilebilir. Burada önemli olan, bize yönelen davranışın bedenimize temas etmemesidir. Vücuda temas ettiği anda cinsel saldırı olur. Ve bu da TCK’da ayrıca “Cinsel Saldırı” suçu olarak düzenlenmiştir.
Cinsel saldırı suçu eğer şahsi bir takım ilişkilerin varlığından (hiyerarşi, hizmet, eğitim ve öğretim ilişkisi, aile içi ilişki) kaynaklanması ve nüfuzun kötüye kullanılmasıyla gerçekleşirse daha ağır bir suç oluşturur. Bu ilişkilere örnek olarak, aynı iş yerinde çalışma, mağdurun failin emrinde çalışması, eğitici-öğretici ile öğrenci arasındaki münasebet veyahut üstsoyun altsoy üzerindeki nüfuzu gösterilebilir. Bu durumda verilecek cezanın yarı oranında arttırıldığını görürüz.
Cinsel taciz suçunun soruşturulması ve kovuşturulması ise tacize uğrayan kişinin şikayetine bağlıdır. Şikayet süresi, zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla, şikayete hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği tarihten itibaren altı aydır. Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen nitelikli hallerin varlığı halinde ise, soruşturma ve kovuşturma şikayete tabi değildir.
Bu tür hareketleri yapan erkeğin taciz ettiği kişiye eziyet etmesi, acı çektirmesi gerekli değil. Önemli olan cinsel bir duyguyla yönelmesidir. Örneğin failin şehvet duygusuyla mağdura şarkı, türkü vs. söylemesi cinsel tacizdir. Bu sözlerin özel bir anlam taşıması ya da anlamlı olup olmaması ise önemli değildir.

NE YAPACAĞIZ?

Başınıza taciz olayı nerede geldi. Diyelim İstanbul-Kadıköy’de. Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na hitaben başınızdan geçen olayları anlattığınız bir dilekçe yazın. Sadece olayları anlatın. Mesajla mı rahatsız etti? Mesajları, saatlerini ve tarihlerini yazın. Telefonla arayarak mı rahatsız etti? O zaman telefon aranma saatlerinizi tek tek yazın. Size telefonda neler söyledi, onları yazın. Kısaca başınızdan geçen olayları anlatın. Yazdığınız dilekçe ve nüfus cüzdanınızla adliyeye gidin. Hazırlık Kalemini bulun. Başvurunuzu yapın. Size bir soruşturma numarası verilecek. Bu soruşturma numarasını alın. Çünkü dosyanıza bakmak için gittiğinizde bu numara ile takip edebileceksiniz.

ÖRNEK OLAYLAR

İlk örneği kendimden vereceğim. Telefonum bir Pazartesi günü 3 kere çaldı. Açtığımda sadece hışırtılar geliyordu. 4. Kez telefonu açtığımda bir erkek sesi “Seninle sevişmek istiyorum. Üstüne boşalmak istiyorum” dedi. Bende ona “avukat olduğumu ve kendisini bulacağımı söyledim” kapattı. Çok kötü oldum, sinirlendim, ağladım. Avukat olmama rağmen dilekçe yazmaya üşendiğimi farkettim. Uğraşmak istemiyordum. Sonra adamın biri canı sıkılıyor ve günümü mahvediyor. Sadece kadın olduğum için diye düşündüm. Hemen bir dilekçe yazdım. Bürom Kadıköy’de olduğu için Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na başvurumu yaptım. Dava bir sene sonra “Cinsel Taciz” suçlamasıyla açıldı. Başka bir feminist avukat arkadaşım davamı takip etti. Dava sonunda mahkeme, adam hakkında 5 yıl içinde eğer başka bir suç işlerse bu davadaki cezasının da açıklanmasına hükmetti.
İkinci örnekte ise, Ordu'da, H.B adlı erkek S.B adlı kadını bir ay içinde 31 defa telefonla arayarak cinsel tacizde bulundu. Olayla ilgili açılan davayı görüşen Ordu 2. Sulh Ceza Mahkemesi, sanığın S.B. yi telefon ile devamlı olarak arayarak buluşma teklif etmek sureti ile cinsel tacizde bulunduğunu 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın sanığın sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikleri dikkate alınarak bin 500 YTL adli para cezasına çevrilmesine hükmetti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da yerel mahkemenin bu kararını onayarak 1.500 YTL para cezasına hükmetti.
Aslında bu kadar iyi mahkeme kararlarına sıkça rastlamamakla beraber bu kararların verilmesini sağlamak mümkün.